Likya’dan Günümüze Kaş Tarihi

image
Likya’dan Günümüze Kaş Tarihi

Likya’dan Günümüze Kaş Tarihi

Antiphellos, Antalya'nın Kaş ilçesinin merkezinde tarihi yerleşim yeri ve Kaş'ın Likya dönemindeki isimlerinden biridir. Kaş'ta bulunan iki dilde yazılmış kitabeden, Kaş'ın altındaki antik kentin Antiphellos olduğu kesin olarak anlaşılmıştır. Antiphellos adı, “kayalıklı yerin karşısındaki yer”, “Phellos’un karşısındaki” anlamını buranın gelişmesini sağlayan kuzeyindeki Felen dağı tepesine kurulan Phellos’tan alır. Kaş'ın Antiphellos’tan daha eski ismi Habesos'dur.

İlk yerleşimlerin tarihi hakkında günümüze yeterli bilgi gelmemiş olmasına rağmen, son yıllarda yapılan araştırmalarda, ilk yerleşicilerin Orta Asya'dan göç eden Luviler- Luwianslar olduğu düşünülmektedir. M.Ö. IV. yüzyılda Antiphellos çok küçük bir yerleşim yeri olup biraz yukarısında Çukurbağ köyüne yakın bulunan Phellos'un ticaret ve dışa açılan limanı idi. Helenistik döneme girilirken Phellos, ticaretin gelişim sağladığı liman yerleşimi Antiphellos karşısında gerilemiş, Antiphellos ise ticaretle daha ön plana çıkmıştır. Bu durum Roma döneminde de devam ederek şehir iç bölge ormanlarından elde edilen ve gemi yapımında kullanılan (Antiphellos’ta tersane kalıntısı bulunamamıştır) sedir ağacı, tarım, zeytin yağı ticareti ve süngercilik sayesinde gelişerek Phellos'un limanı durumundan çıkmış ve kendine yeten zengin bir şehir durumuna gelmiştir. Antiphellos M.Ö 2'nci yüzyıl ortasından itibaren, Likya Birliği’nde tek oy ile hakkı olsa bile ticari bir kent olarak hem kendi bastırdığı hem de birlik adına çıkan madeni parada yer almasıyla tanınmaktadır. Kent Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir liman kenti olarak varlığını devam ettirmiştir.

Kaş içerisindeki antik kente ait surlar kuzey ve batı kısımlarında kalmamış fakat doğu- batı doğrultusunda liman ve tiyatro arasında uzayan ve Meis Adası'na bakan yarımada yolu boyunca görülebilir. Antik kent Antiphellos’tan günümüze kalanlar Kaş merkezinde her yere yürüme mesafesinde dağınık bir şekilde görülebilir. 

Antik tiyatro ve Uzun Çarşı’nın üst girişinde bulunan lahit Kral Mezarı dışında kalan antik kent mirası maalesef fazla korunamamıştır. Helenistik döneme ait olan ve tiyatro 2008 yılında restorasyon yapılan antik tiyatro yirmi altı oturma sırası (caveası) ile   Anadolu'da denize dönük inşa edilmiş tek tiyatrodur. Kesme kireçtaşı blokları ile 3000 kişilik kapasiteli tiyatroda restorasyon öncesi zaman zaman etkinlikler yapılmıştır. Tiyatronun üst basamaklarında denize karşı oturarak, güneşin batışını seyredebilir ve içinizi dolduran harika bir anı saklayabilirsiniz.

Tiyatronun üstüne kurulan tepenin etrafında nekrapol alanı olduğu, farklı dönemlere ait mezarlardan anlaşılıyor. Antik tiyatroya yakın bir noktada, Likya bölgesinde başka örneği görülmeyen ana kayaya oyularak yapılmış dor tipi bir mezarda (Akdam Dor Gömütü) mezarın içindeki el ele tutuşmuş kadın figürleri görülür.

Surların Kaş’ın merkezine ve limana baktığı yerde bugün camiye dönüştürülmüş kilisenin güneydoğusunda İ.Ö 1'nci yüzyıla sonraki ek ise İ.S. 3'ncü yüzyıla tarihlenen hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen yapılar ile tapınak kalıntısı görülmektedir.

Kaş'ın meydanındaki Çınar ağacının yanından yukarı doğru çıkan Uzun Çarşının üstünde tek bloktan oluşan bir lahit vardır. Üzerindeki sekiz satırlık Lykia dilindeki yazı okunamadığı için lahdin kime ait olduğu bilinmemektedir. Günümüze sağlam bir şekilde gelebilen lahdin üzerindeki aslan başı kabartmasından dolayı halk ona Kral mezarı demektedir.

Kaş'ın doğusunda yukarıya uzanan dik kayalıklarda iki tane daha eski dönem kaya mezarını görebilirsiniz. Akşamları aydınlatılan mezarlar ve şehir içindeki kaya mezarları Kaş’ı farklı bir güzellik sunmaktadır.

Şehrin su ihtiyacını karşılayan sarnıçlardan biri limamın hemen batısında bugün restoran olarak kullanılan Han’ın hemen yanındakidir. Helenistik ve Roma döneminden kalma bu sarnıç ışıklandırılmış olup, ziyarete açıktır.

Kaş’ta Neler Yapabilirsiniz? Nerelere Gidersiniz?

Kaş tarihi eserler yanında tam bir doğa cennetidir. Kaş’ın ve antik tiyatronun hemen batısında 3 Km harika manzarasıyla yürüyüş yapabileceğiz ya da araçla etrafını dolaşabileceğiniz Çukurbağ Yarımadası güneyinde Bucak deniziyle uzanmaktadır. Yarımada üzerinde butik oteller yarımadayı süslemektedir.

Kaş’ın içinde Büyük Çakıl, Küçük Çakıl ve Turizm Uygulama Otelince işletilen tesislerle birlikte uygun fiyata hizmet alabileceğiniz Akçagerme plajı tertemiz sularıyla dinlenebileceğiniz gibi ayrıca teknelerle Çayağzı Plajı’na da gidilebilir. Kaş’ın yakınlarında Kalkan yolu üzerinde Mavi mağara ve ardından dünyaca ünlü Kaputaş Plajına gidebilirsiniz. Aşırlı Adası, Deniz Mağarası, güvercinleri ile ünlü Güvercinlik Mağarasına da gidebilirsiniz.

Kaş zengin tarihi yanında paraşütle atlama, trekkingle Likya yolunun bir kısmını yürüyebilirsiniz, dağcılık ve raftingde yapabilirsiniz.  Kaş’a 65 km mesafedeki Akdağ’ın eteklerindeki Yeşilgöl ve Uçansu Şelalesini bulunduğu Gömbe’yi doğa ile baş başa olmak için görebilirsiniz.

Kaş’a gelip Kekova’ya gitmemek olmaz. Kaş’tan tekne ile gidebileceğiniz gibi karadan üç Üçağız’a gidilip tekne ile de gezebilirsiniz. Mola yerlerinde denize girerek dünya harikası batık şehre, hayran olmamak elde değildir. Işıklar ülkesi Likya’nın şehir devletlerinden Kaş’ın etrafındaki daha küçük tarihi yerleşim yerleri ve doğal güzellikleriyle mutlaka görülmesi gereken harika bir yerdir.

Işıklar ülkesi Likya şehri Antiphellos'tan hepinize sevgilerle…